Havayolları ve enerji firmaları yeşil yakıt konusunda anlaşmazlık yaşıyor
Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA), havayolları ve enerji şirketlerinin Sürdürülebilir Havacılık Yakıtlarının (SAF) sınırlı arzı konusunda anlaşmazlık yaşadığı üç günlük zirvesini bugün tamamladı. Havacılık sektörünün 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşma taahhüdüne rağmen, mevcut SAF tedariki yakıt ihtiyaçlarının sadece %0,5’ini karşılıyor.
IATA Genel Müdürü Willie Walsh, zirvenin kapanış tartışması sırasında havayolu endüstrisi ile enerji üreticileri arasındaki mali eşitsizliğe dikkat çekerek, havayolu şirketlerinin 2023 yılındaki net kazançlarının toplam 27 milyar dolar olduğunu, TotalEnergies’in ise geçen yıl tek başına 23,2 milyar dolar net kazanç elde ettiğini belirtti. Walsh, TotalEnergies gibi şirketleri SAF gelişimine daha fazla yatırım yapmaya çağırarak şunları söyledi: “Sorunu üreten yakıt şirketleri… Total gibi şirketlerin Sürdürülebilir Havacılık Yakıtının geliştirilmesine önemli miktarda para yatırdığını görmemiz gerekiyor. İçinde bulunduğumuz gerçek bu.”
TotalEnergies’in havacılık ve denizcilik işlerinden sorumlu kıdemli başkan yardımcısı Louise Tricoire, şirketin çabalarını savunarak, kârlarının büyük bir kısmının yenilenebilir enerji araştırmalarına yeniden yatırıldığını belirtti. Tricoire, “Dolayısıyla SAF ile üzerimize düşeni yapmadığımıza katılmıyorum; biz üzerimize düşeni yapıyoruz” dedi.
SAF üretimi 2023 yılında iki katına çıktı ve 2024 yılında üç katına çıkması bekleniyor. Bununla birlikte, gazyağından üç kat daha pahalı olmaya devam ediyor ve havayolları bu maliyetlerin muhtemelen tüketicilere yansıtılacağı konusunda uyarıda bulundu. Havayolları ayrıca yenilenebilir yakıt kapasitesi için diğer sektörlerin rekabetiyle karşı karşıya ve düşük karbonlu yakıtlara geçişin sağlanması için daha fazla hükümet desteği çağrısında bulundular. Geçtiğimiz yıl hükümetler, düşük karbonlu yakıtların kullanımı yoluyla 2030 yılına kadar emisyonlarda %5’lik bir azalma sağlanması yönünde bir ara hedef belirlemişti.
IATA, kapsamlı hükümet politikaları olmadan üye isteksizliği nedeniyle kendi ara hedefini belirlememiş olsa da Walsh, SAF’ın mevcut kullanılabilirliğini “damlama” olarak tanımladı ve ara hedefin bile iddialı görünmesini sağladı. 2050 net sıfır hedefi, sektörü 2015 Paris anlaşması ile uyumlu hale getirerek sabit kalmaktadır.
Bu tartışmaların ortasında, bazı delegeler havacılık sektörünün 2050 hedefine ulaşma kabiliyeti konusundaki şüphelerini özel olarak dile getirdiler. Qantas Sürdürülebilirlik Direktörü Andrew Parker, sektörün COVID sonrası talep ile geçişi dengelemeye çalışması nedeniyle karşılaşılan zorluğu “maraton koşarken kalp ameliyatı yapmaya” benzetti.
Avrupa’daki çevreci gruplar, sektörün büyümesinin emisyon hedeflerine ulaşma zorluğunu daha da arttırdığı yönündeki endişelerini dile getirdiler. Bu endişe, IATA’nın 2024 yılı için yaklaşık 1 trilyon dolarlık gelir tahmini ışığında ortaya çıkıyor. Ancak Walsh, Hindistan, Çin, Latin Amerika ve Afrika gibi bölgelerde daha fazla bağlantı için güçlü bir istek olduğunu ve bu bölgelerde farklı bir bakış açısı olduğunu belirtti.
2-4 Haziran tarihleri arasında dünyanın en büyük uluslararası merkezi olan Dubai’de gerçekleştirilen zirveye 1.700 delege katıldı. Bir sonraki IATA yıllık toplantısının, küresel havacılık sektörünün önemli bir oyuncusu olan Delhi’de yapılması planlanıyor.
Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.
Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.